İstanbul
Parçalı bulutlu
o
Euro
48,8269
Whatsapp İhbar Hattı
90 3434 23423 234
Altın fiyatları dünya genelinde yukarı yönlü seyrini sürdürürken, Türkiye’de tasarruf sahipleri bir kez daha güvenli liman olarak görülen altına yöneliyor. Küresel piyasalardaki dalgalanma, vatandaşların yeniden fiziki altına yatırım yapmasına neden oldu.
Yayınlama
11 Kasım 2025
19:49
Güncelleme
11 Kasım 2025
19:49
Yayınlama
11 Kasım 2025
19:49
Güncelleme
11 Kasım 2025
19:49
Ekonomistler, yastık altı altın birikimlerinin Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tuttuğunu ve bu eğilimin önümüzdeki dönemde daha da artacağını öngörüyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yastık altında bulunan altın stokunun 400-500 milyar dolar arasında olduğunu açıklamıştı. Bu rakam, Türkiye’yi Hindistan ve Çin’den sonra dünyanın en büyük altın talebine sahip ülkeleri arasına yerleştiriyor.
Altına olan ilgiyi hem ekonomik güvensizlik hem de kültürel gelenekler besliyor. Altın, Türkiye’de yalnızca yatırım aracı değil; doğumdan düğüne, her özel günün değişmez bir parçası.
İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, altının Türkiye’de kısa vadeli kazançtan ziyade uzun vadeli bir güven unsuru olarak görüldüğünü söylüyor.“Altın, yalnızca maddi değil; kültürel bir değere de sahip. Yeni doğan çocuklardan evlenen çiftlere kadar toplumun her kesimi için altın, güvenin ve istikrarın sembolü.”
Alçın ayrıca, fiziki altının vergiye tabi olmamasının vatandaşlar için önemli bir avantaj olduğunu belirterek, bunun altına olan ilgiyi artıran etkenlerden biri olduğunu vurguluyor.
Yılbaşında 3.000 TL seviyesinde olan gram altın, ekim ayında 5.900 TL’ye kadar yükselmişti. Kâr satışları sonrası fiyatlar 5.500 TL civarında dengelendi. Küresel piyasalarda ise altının ons fiyatı 4.000 dolar seviyelerinde işlem görüyor.
Uzmanlara göre, fiyatlardaki bu sınırlı geri çekilme, yatırımcılar açısından “yeni alım fırsatı” olarak değerlendiriliyor.
Yalnızca bireysel yatırımcılar değil, merkez bankaları da rezervlerini altınla güçlendiriyor. Dünya Altın Konseyi’nin raporuna göre, merkez bankaları son çeyrekte 220 ton net alım yaptı. Bu artışta Kazakistan, Brezilya ve Türkiye ön sıralarda yer aldı.
2025 genelinde merkez bankalarının 750-900 ton arasında altın alımı yapması bekleniyor.
Ekonomist Dr. Cüneyt Akman, altının Türkiye’de enflasyona karşı bir sigorta işlevi gördüğünü belirtiyor:“Türkiye ekonomisi uzun yıllardır yüksek enflasyonla mücadele ediyor. Bu nedenle halk, altını bir yatırım değil, bir güvence olarak görüyor.”
Akman’a göre, küresel ölçekte zayıflayan para sistemine olan güven de altın talebini destekliyor.
QNB Finansbank ekonomistlerinin analizine göre, Türkiye’de yastık altı altın miktarı 2025’in ilk sekiz ayında 3.100 tona, toplamda ise 4.210 tona ulaştı. Bu, yaklaşık 500 milyar dolarlık bir servete denk geliyor.
Ekonomistler, kur korumalı altın hesaplarının kapanması ve faiz oranlarındaki değişimlerin, önümüzdeki dönemde yastık altı altına dönüşü hızlandırabileceğini belirtiyor.
Tüm göstergeler, hem bireysel yatırımcıların hem de merkez bankalarının altına olan ilgisinin süreceğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, küresel belirsizlikler devam ettikçe, altın bir kez daha “kriz zamanlarının kazananı” olmaya aday.
Benzer Haberler
SONRAKİ HABER
Dünyanın En Büyük İkinci Bankasından Altın Uyarısı: “Yükseliş Daha Yeni Başlıyor”